Klasik devirde Osmanlı hazinesinin (darphanesinin) maruz kaldığı nakit darlığını aşmak için başvurulan yöntemler ve sonuçları

 Osmanlı’da devletin kasasına para akışı sağlayan vergi gelirleri dışında gelir getiren kurumlar, topraklar ve maden ocakları mevcuttu. Bu kurumların gelirlerine mukataa denirdi. Bu kurumlar emanet ve iltizam sistemleri ile idare edilmekteydiler. Emanet sisteminde kurumların idaresi devlet memurlarına kiralanır buradan toplanan gelirlerden ilgili devlet memuru kendine ait payı alarak kalan tutarı merkeze gönderirdi. İltizam sisteminde ise mukataa geliri açık artırma ile satışa çıkartılır açık artırmayı kazanan kişi üç yıl süreyle yönetim hakkını kazanırdı, bu kişilere mültezim adı verilirdi. İltizam sistemi daha çok devletin nakit ihtiyacına sıkıştığı dönemlerde kullanılmıştır. Mültezimler iltizam ödemesinin büyük kısmını peşin olarak öder ve mukataadan elde ettiği gelirin bir kısmıyla kalan tutarı ödemeye devam ederdi. Eğer mültezim isterse üç yıllık kiralama süresini artıradabilirdi. İltizam sistemine genellikle nakit darlığı olan dönemlerde hazineye nakit akışı sağlamak için başvurulmuştur. Daha sonra uygulanmış olan Malikane sistemiyle birlikte mukataalar kısa süreli anlaşmalar yerine devletin belirlediği muaccele adı verilen ücret ile kaydıhayat  şartıyla verilmeye başlandı, alınan bu mukataalar kişiye ait hale gelse de devredilemezdi.  


1775 yılında uygulanmaya başlanan esham sistemi ile ise yine kaydıhayat şartıyla verilen mukataaların gelirlerinin sadece faiz diye adlandırılan kısmı mültezimlere verilmiştir, mukataanın gelirleri artması durumunda faiz ödemesi de artmaktaydı. Malikane sisteminde mukataalar bireylere kiralanırken, esham sisteminde küçük paylar halinde kiralanmıştır bu da malikane sisteminin devletin mukataa yönetimindeki kontrolünü azaltmasına karşılık bir çözüm oluşturmuştur. Ayrıca Malikane sisteminde padişah kızları haricinde bayanların ve gayrimüslimlerin mültezim olamazdı, esham sistemin ise toplumun herhangi bir bireyi bu sisteme katılabilmekteydi bu da yatırımcı sayısını artırmıştır. Malikane sistemine göre yüksek bir hızla gelişen esham toplumdan ilgi görmüştür ancak bu durum devlet garantisi verilen faizlerin ileride sorun çıkarabileceği düşünüldüğünden yeni esham satışları ve ölen kişilerin paylarının tekrar satışı 1786’da durduruldu.1787-1791 Rusya-Avusturya savaşları sırasında tekrar nakit ihtiyacını karşılamak için esham sistemine başvuruldu. Savaş sonrası esham satışları durdurularak vefat edenlerin paylarının tekrar satılması engellendi. Esham faizlerinin ödenmesi başta darphane aracılığı ile sağlandı, daha sonra İrad-ı Cedid hazinesi bu borçların takibini yaptı. Eshamların serbest piyasada satılması yasaklanarak sadece devlete satılmasına izin verildi. 


Fransa’nın 1798'de Mısır’ı işgali ile birlikte savaş masraflarını karşılamak için tekrar esham sistemine başvuruldu. Esham sistemi savaş sonrasında da uygulanmaya devam etti. Esham sisteminin oluşturduğu yükü azaltmak amacıyla farklı yöntemler uygulandı bunlardan biri vefat edenlerin bildirilmesini teşvik amacıyla ödül verilmesiydi. Esham paylarına yeterli talep olmadığı dönemlerde sarraflara payları satarak nakit ihtiyacını karşılamaya başlamıştı sarraflar bu paylara alıcı bulana kadar gelirleri kendilerine almaktaydı. 



Kaynaklar:



Yorumlar