Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sahillioğlu, Maden Hareketleri

  İlk Osmanlı altın parası sultânî (1479). Devletin resmi parası akçe , ödemeler akçeyle yapılıyor.  Ancak yabancı altın ve gümüş paralar da tedavülde. (s. 3)   Rumeli’deki fetihlerle ele geçirilen maden yatakları 17. Yy. Başlarına kadar işletiliyor. (17.  Yüzyılın büyük bölümünde üretime ara veriliyor anlaşılan) 18. Yüzyılda yeniden açılıyorlar /üretime  geçiriliyorlar. (s. 4)  Flori , Venedik dükası , dinar , hasene ( hasenei sultânî ) hepsi altın para/sikke. (4) 1481 yılı  itibarıyla hazinedeki paraların % 30’u altın para (-lardan müteşekkil). (Hazinedeki altın paraların)  dağılımı şöyle: Efrenciye ( düka , Venedik dükası) % 69.31, Eşrefiye (Memluk parası) % 14, 73, Sultânî (Osmanlı parası) % 4.11, Engürüsiyye (Macar parası) gayet az. Efrenciye ( düka , Venedik dukası) ve  Sultâniye ’nin tedavüldeki değerleri hemen hemen aynı. (s. 6)  Pâre eski Mısır ve Suriye’de Memluklüler tarafından kullanılmaktaymış. Pâre Frarsça bir  kelime/ad. (Osmanlı İmparatorluğunda) akçeden sonra pâre kull

PARA

  Sözlükte “parça, gümüş parçası” anlamındaki Farsça   pâre den gelen kelime genel olarak bütün ödeme araçlarını ifade eden bir genişlik kazanmıştır. Araplar, Bizans’ın altın parası olan dinarı hem İslâmiyet öncesinde hem de sonrasında kullandılar. Dinar, Hıristiyanlık sembollerinden kademeli şekilde arındırılarak müslümanlarca bir müddet daha basıldı. İlk İslâm dinarı, para sistemini esaslı biçimde düzenleyen Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân zamanında 77 (696) yılında çıkarıldı. Dinarın yanında İran’ın gümüş dirhemleri de bir süre kullanıldı. Sâsânî dirhemleri Hz. Ömer döneminde basıldı ve üzerlerindeki İslâm dışı motifler yerlerini yavaş yavaş İslâmî simge ve ibarelere bıraktı. İlk İslâm dirhemini altın ve bakır sikkede olduğu gibi Abdülmelik b. Mervân çıkardı. Fethettikleri yerlerde kullanılan altın ve gümüş sikkeleri tedavül ettirmede bir sakınca görmeyen müslümanlar, Bizans’tan aldıkları yerlerde tedavülde olan ve “fels” denilen bakır paraları kullanmadılar; onun yerine Bizans

AKÇE

  Osmanlılar tarafından başlangıçta “gümüş sikke”, XV. yüzyıldan itibaren de genel anlamda “para” karşılığı olarak kullanılan akçe “beyaz, parlak, temiz” mânalarına gelen ak kökünden türemiş olmalıdır. “Ak akçe kara gün içindir” atasözü de şayet bir rastlantı değilse bu adlandırmanın renkten ileri geldiğini göstermektedir. Osmanlılar’ın akçe dedikleri para birimlerini Batılı kaynaklar   asper / aspre   kelimesi ile ifade etmektedirler. Orhan Bey zamanında, hıristiyan devletlerden Rum Pontus ve Rodos ile Türk-İslâm beyliklerinden Kandalor’da (Alâiye) aspro darbediliyordu. Altın Orda Devleti’nde ve Don nehri ağzında bir Ceneviz kolonisi olan Tana’da ise para yerine ticarette   sommo / sum   adı verilen 220 aspro ağırlık ve değerinde gümüş çubuklar kullanılıyordu. Akçe’nin “beyaz” mânasına gelen   aspro dan alınmış olduğu iddiası varsa da bu iddianın tartışma konusu yapılmasının bir faydası yoktur; çünkü devletlerin tanınmış paraları benimsemeleri olagelen bir hadisedir.   Dirhem   de asl

RİYAL

  Osmanlı piyasasında ve arşiv kayıtlarında riyal ismine XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren rastlanmaktadır. Osmanlılar, İspanyol sikkesi reali  riyal  şeklinde adlandırmıştır. Bu adlandırma daha sonra başka sikkeler için de kullanılmış, riyal tabirinin çeşitli türevleri ortaya çıkmıştır. Osmanlılar’ın çok sayıda yabancı paraya riyal adını vermesi, bunun zamanla “döviz” kelimesine benzer bir anlam kazandığını düşündürmektedir. XV. yüzyılın sonlarında gerçekleşen coğrafî keşifler sonucu Amerika’daki zengin altın ve gümüş yataklarının İspanyol kâşiflerin eline geçmesi yüksek kalite ve miktarda para basılmasına yol açtı. İspanyol sikkeleri XVI. yüzyıldan itibaren dünya ticaretinin en önemli değişim araçlarından biri haline geldi. Yaklaşık aynı dönemde Portekizliler’in Afrika’nın güneyinden dolaşarak Asya ticareti için yeni bir yol açması, büyük bir ekonomik potansiyele sahip Çin’in gümüş para talebinin artması İspanyol sikkelerinin yayılışı için uygun zemini hazırladı. Bu sikkelerin